Son yazımda Beşiktaş maçının dönüm noktası olacağına
inandığımı söylemiştim. Seri yakalayacak ve gereken “ışık” sahnelenecek demiştim.
Seri yakalanamadı (buna izin verilmedi!) fakat takım Bursa maçında o beklediğim
“ışık” huzmelerini Kadıköy’e dökmeye
başlamıştı, Beşiktaş maçında ise artık gözle görülür biçimde ışık yandı. Gel
gör ki parlayan ışık, 5 aciz insanın gözlerini öyle aldı ki önlerini göremeden
90 dakikayı tamamladılar ve maçı katlettiler. Fakat yine de mutluyum çünkü;
1-İyi oynamamıza rağmen namağlup olmamız “kötüyken de kazanmak” alışkanlığına döneyazdı. Bu zincir artık kırıldı ve bu futbolcuların biraz daha ciddileşmesini sağlayacak.
2-Lige verilen halis mulis “ayar” ın, maç sonu rakip futbolcunun ezikler kentinin sözcüsü edasıyla “biraz da biz hakemle kazanalım” diyerek itiraf edebileceği kadar gözlere sokulması, alın terlerinin çalınması, Markoviç’ in sakatlanması ve 2 gün sonra başkanın gerçekleştireceği muhtemelen infial yaratacak basın toplantısı gibi faktörler, fitili yakıp başta hoca olmak üzere takımı ateşleyecek, kenetleyecek ve beklenen süreci başlatacak
3-Bu durum RVP & Hoca kıvılcımının gömülmesine hatta pozitife dönmesine sebep olur. Ünlü yıldıza mağdur durumdaki camianın saha içi gizli kaptanı olmak, kazandırmak bu olaydan sonra çok daha etkili hissettirecek. Bu da hakkaniyetine ve kişisel kaprisleri olmadığına cidden inandığım hocanın RVP’yi sahiplenmesine yol açacaktır. Geleceği göremem ama taraftar tecrübem ve hislerim böyle diyor. Göreceğiz, RVP sorumluluk üstlenip yeni Van Hooijdonk’umuz olacak. (yanılırsam sene, seneler gider, yanılmazsam takım sınıf atlar)
4-En önemli mutluluk sebebi de bu sezon ilk defa ne yaptığını bilen bir takım gibi gözüktük, üstelik 10-15 dakika değil neredeyse maçın tamamında.
1-İyi oynamamıza rağmen namağlup olmamız “kötüyken de kazanmak” alışkanlığına döneyazdı. Bu zincir artık kırıldı ve bu futbolcuların biraz daha ciddileşmesini sağlayacak.
2-Lige verilen halis mulis “ayar” ın, maç sonu rakip futbolcunun ezikler kentinin sözcüsü edasıyla “biraz da biz hakemle kazanalım” diyerek itiraf edebileceği kadar gözlere sokulması, alın terlerinin çalınması, Markoviç’ in sakatlanması ve 2 gün sonra başkanın gerçekleştireceği muhtemelen infial yaratacak basın toplantısı gibi faktörler, fitili yakıp başta hoca olmak üzere takımı ateşleyecek, kenetleyecek ve beklenen süreci başlatacak
3-Bu durum RVP & Hoca kıvılcımının gömülmesine hatta pozitife dönmesine sebep olur. Ünlü yıldıza mağdur durumdaki camianın saha içi gizli kaptanı olmak, kazandırmak bu olaydan sonra çok daha etkili hissettirecek. Bu da hakkaniyetine ve kişisel kaprisleri olmadığına cidden inandığım hocanın RVP’yi sahiplenmesine yol açacaktır. Geleceği göremem ama taraftar tecrübem ve hislerim böyle diyor. Göreceğiz, RVP sorumluluk üstlenip yeni Van Hooijdonk’umuz olacak. (yanılırsam sene, seneler gider, yanılmazsam takım sınıf atlar)
4-En önemli mutluluk sebebi de bu sezon ilk defa ne yaptığını bilen bir takım gibi gözüktük, üstelik 10-15 dakika değil neredeyse maçın tamamında.
Dün akşam yazmaya niyetlendiğimde, öfkemden ötürü futbol
konuşabilmem imkansızdı. Fakat maçı izleyip Kadıköy’den dönüş yolunda, Beşiktaş’ta
“şampiyon taraftar” gibi kornalar çalan ve bayraklar sallayan arabaları,
insanları görünce öfkem sıfırlandı, mutluluğa dönüştü. Bunu en son 6-7
yapabileceğimiz maçta Aykut hocanın armağan sayılacak değişiklikleri sayesinde
Kadıköy’de 2-2 berabere kalıp Florya’da tüm takımla kutlama yapan 6s taraftarını
gördüğümde yine yaşamıştım. İlk değil, alışıla gelmiş bi durum yani; “Dününden
bile daha büyük yarını olsun isteyenlerin”, “Günü kutlayan küçük dünyalıların” sevmeden sevişenlerin,
erken boşaldıkları kişiliksiz orgazm çığlıklarını görüşü... O yüzden çok sakinledim
ve rahatça yazıyorum. Derbide harikalar yaratmadık evet ama iç dinamiklerimiz
harekete geçti. En azından sistem denemeleri son buldu. Mevcut kadronun en
verimli olabileceği organizasyon kendini kabul ettirdi. (Tam bu noktada birkaç gün
sonra yazacağım yazıma pas atıyorum. “Sistem, futbolcu tercihleri ve bence kadroda
yapılması gerekenler” odaklı bir yazı olacak… )
Sözün özüyle kesinlikle hak ettiğimiz seriyi yakalamamıza izin verilmedi evet. Şampiyonluk yarışı için çok ciddi bir averajla ikinci yarıya doğru koşacak bir Fenerbahçe istenmedi ki, fizik durumu şuan bu kadar kötü iken bunu yapabilen! 1 ay sonra ve ikinci devrede bu zaafın kalmayacağını bildikleri, rakiplerinin yedek kulübesi bile yokken,3 takım çıkarabilecek (örneğin dün yedekten giren Volkan Şen diğer takımların 1 numaralı yıldızı olur..) bir Fenerbahçe’nin yavaşlatılmaması ve lige ayar verilmemesi bizim için şaşırtıcı olurdu. Biz 3 Temmuz gören bir dünyanın paydaşlarıyız. Her camiadan farklı, duygularını da, aşkını da, korkusunu da, umudunu da uçlarda yaşayanlarız. Korkular “algı” kalemleri ile hakim kılınmaya çalışılsa da, bazılarımız Fernandao & RVP & Hoca üçgenine bu tiyatrodan daha çok küfretmeye başlayıp bu silahşörlerin oyununa yine-yeni-yeniden gelse de benim gibi umudu daha hakim olanların topluluğu, biliyorum ki daha büyük ve yine kazanacak… Şimdi bu tiyatronun yazarlarına rağmen yeni bir dönüm noktası var ki o çok daha zevkli olacaktır… Yine “Bir seri” yakalayacağımıza ve 6alatasaray maçından sonra zehr-i ülke futbolunun ne kadar halis mulis uzantısı varsa hepsini yenecek bir takım olacağımıza, taraftar olarak bizim de artık silkinip kendimize geleceğimize inanıyorum. Ama yine önceki yazdımda yazdığım gibi her şey öncelikle bizde başlayıp biz de bitiyor. Bizden daha bilinçlisi de, bilincini çabuk kaybedeni de yok. Ya ittireceğiz, ya kendimizden iteceğiz ki ikinci ihtimalde ipleri tutanlar yine kazanacak. Üstelik bir ayağımız Avrupa’da iken. O yüzden sadece kenetlen ve inan! PAYDAŞ…
Sözün özüyle kesinlikle hak ettiğimiz seriyi yakalamamıza izin verilmedi evet. Şampiyonluk yarışı için çok ciddi bir averajla ikinci yarıya doğru koşacak bir Fenerbahçe istenmedi ki, fizik durumu şuan bu kadar kötü iken bunu yapabilen! 1 ay sonra ve ikinci devrede bu zaafın kalmayacağını bildikleri, rakiplerinin yedek kulübesi bile yokken,3 takım çıkarabilecek (örneğin dün yedekten giren Volkan Şen diğer takımların 1 numaralı yıldızı olur..) bir Fenerbahçe’nin yavaşlatılmaması ve lige ayar verilmemesi bizim için şaşırtıcı olurdu. Biz 3 Temmuz gören bir dünyanın paydaşlarıyız. Her camiadan farklı, duygularını da, aşkını da, korkusunu da, umudunu da uçlarda yaşayanlarız. Korkular “algı” kalemleri ile hakim kılınmaya çalışılsa da, bazılarımız Fernandao & RVP & Hoca üçgenine bu tiyatrodan daha çok küfretmeye başlayıp bu silahşörlerin oyununa yine-yeni-yeniden gelse de benim gibi umudu daha hakim olanların topluluğu, biliyorum ki daha büyük ve yine kazanacak… Şimdi bu tiyatronun yazarlarına rağmen yeni bir dönüm noktası var ki o çok daha zevkli olacaktır… Yine “Bir seri” yakalayacağımıza ve 6alatasaray maçından sonra zehr-i ülke futbolunun ne kadar halis mulis uzantısı varsa hepsini yenecek bir takım olacağımıza, taraftar olarak bizim de artık silkinip kendimize geleceğimize inanıyorum. Ama yine önceki yazdımda yazdığım gibi her şey öncelikle bizde başlayıp biz de bitiyor. Bizden daha bilinçlisi de, bilincini çabuk kaybedeni de yok. Ya ittireceğiz, ya kendimizden iteceğiz ki ikinci ihtimalde ipleri tutanlar yine kazanacak. Üstelik bir ayağımız Avrupa’da iken. O yüzden sadece kenetlen ve inan! PAYDAŞ…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder