20 yıl sabrettikçiler hatırlamaz. (Hatırlar da işine gelmez)
takım ne zaman geri dönülemeyecek bir noktaya gelse QTM’in değersiz
elemanlarının koyduğu isimle Azizsilin devreye girerdi... Bize öyle bir algı
ile anlatılırdı ki bu Azizsilin; sanki Aziz Yıldırım elinde kırbaçla topçuları
cezalandırıyor sanırsın... Neyse, kırbaç olmadığına emin olsam da bu mucizevi Azizsilinin
içeriğini hiçbir zaman öğrenemedim. Ancak ne zaman eski başkanın futbol
takımının giydiği spor montu üzerine geçirerek Samandıra’ya gittiğini gördüysem
o hafta ve o periyotta (genellikle derbi haftalarında olurdu) en ruhsuz
topçunun bile turbo moda geçtiği müsabakalar izlediğimi biliyorum.
İçinde bulunduğumuz FACİAnın son halkası Antalya beraberliği
sonrasında yarın hiç yokmuşçasına bir kaybetmişlikle tavanı seyrederken,
kongrede inanılmaz anlamsız gelen ve Aziz Yıldırım’ın yenilgiyi kabullendiğini
düşündürten söylemi geldi aklıma: ‘’Sana teklifim Aziz Yıldırım olarak: Sen
futboldan çok iyi anladığını veya kurumsallaşma yapacağını söylüyorsun, buyur
buraya gel, futbolu sen al, yönet. Amatör şubeleri, kulübü ben yöneteyim...
Birimiz değil, kulüp kazansın. Hatta o bahsettiğimiz parayı da ikimiz birden
ortaya koyalım, Fenerbahçe kazansın! Hodri meydan!’’
Bu gerçek olsaydı ve Ali Koç futbolun başına geçseydi ve
yine aynı hamleleri yapsaydı Aziz Yıldırım Eylül ayında Ali başkanın bir facia
olmazsa devre arasına kadar Cocu ile gideceğiz dediği hafta sen çekil bakayım
der, o montu giyerek Samandıra’ya gider ve Azizsilini uygulardı... He baktı yine
işe yaramadı ve kısa süre sonra Rize’den 3, Zagreb’den 4 mü yedik? İkinci
Azizsilini devreye sokar, Cocu’yu Divan Otel’e değil, direkt Amsterdam’a
yollardı... Yani liderle puan farkı 8 iken yapacağını yapardı... (Detay: O
haftaki lider şu an 5. Sırada... O haftaki 9’uncu şu an 2. Sırada!)
Hiç hata yapmamış adam yeni bir şey denememiştir, der
Einstein. Çaylaklık dönemi olduğu için itidalli olmaya, ona gereken desteği ve
itici gücü vermeye çalıştım, çalışacağım. Kendisi dayım, amcam olduğu için
değil. Fenerbahçem için bu tutumumu kaybetmemeye çalışacağım. Kendisinin de
kişisel olarak bir kredisi yok mu bende? Evet var, evet bir şeyleri hayal
ettiğimiz noktalara taşıyacağına inancım var. (İnanır mısınız hala varL) Ama kendisine 3 yıl
boyunca lazım olacak krediyi henüz yarım sezonda tüketti. Üstelik saha
sonuçları yüzünden değil, yönetici, sporcu, çalışan seçimleri, ceket iliklemeli
saygı saçmalığı, kulübümüze hayvan diyene el uzatma hatası, şikeci takım
taraftarları ile selfie sırasına girmesi, şeffaflığı sadece kulübün değerini aşağıya
çekecek şekilde ekonomi enkazlarını sunarken göstererek, diğer konularda
eskisinden daha bile fazla içe kapanarak yok etmesi, Volkan Demirel gizemi vb.
Sonuçlardan daha büyük bir şeyi, Fenerbahçe büyüklüğünü baz alan taraftarı ile
ters düşürecek yönetici hataları yüzünden...
Dün 0-0’lık skorda sahada olsam kalbim patlayana kadar koşacağım bir dramın ortasında Benzia’nın oyuncu değişikliğinde sahadan kaplumbağa adımları ve iğrenç bir vurdumduymazlıkla çıkışını izlerken öylesine büyük bir parça koptu ki içimden, o parçayı yerine ancak Fenerbahçeli çocukların mutluluğu geri koyabilir. Başkan Benzia’nın o iğrenç halini gördüyse ve hala artık o montu giyerek Samandıra’ya inmeyi düşünmüyorsa, kredisi gibi sabrımızı da tüketmiş olacak. Ki böyle olacaksa Ocak’ta yapılacak 3-4 transferde çare arayanları şimdiden en kötüyü düşünmeye başlamaları konusunda uyarmakta fayda var demektir. Zira bizim transferden önce bir ‘’yöneten & lider’’ eksikliğimizi doldurmamız gerekecek. Ve BİR FACİA OLMAZSA! 2.5 sene daha bu pozisyona yeni birinin gelmesi zor görünüyor...
Dün 0-0’lık skorda sahada olsam kalbim patlayana kadar koşacağım bir dramın ortasında Benzia’nın oyuncu değişikliğinde sahadan kaplumbağa adımları ve iğrenç bir vurdumduymazlıkla çıkışını izlerken öylesine büyük bir parça koptu ki içimden, o parçayı yerine ancak Fenerbahçeli çocukların mutluluğu geri koyabilir. Başkan Benzia’nın o iğrenç halini gördüyse ve hala artık o montu giyerek Samandıra’ya inmeyi düşünmüyorsa, kredisi gibi sabrımızı da tüketmiş olacak. Ki böyle olacaksa Ocak’ta yapılacak 3-4 transferde çare arayanları şimdiden en kötüyü düşünmeye başlamaları konusunda uyarmakta fayda var demektir. Zira bizim transferden önce bir ‘’yöneten & lider’’ eksikliğimizi doldurmamız gerekecek. Ve BİR FACİA OLMAZSA! 2.5 sene daha bu pozisyona yeni birinin gelmesi zor görünüyor...
O yüzden sosyal medyada dün geceden beri gördüğüm: ‘’Ruhsuz
futbolcu istemiyoruz, biz eskisi gibi ruhunu koyan topçular istiyoruz’’
minvalindeki; Kjaer, Kuyt, Lugano, Alex, Sow, Reto paylaşımlarını falan boş
verelim de Aziz Yıldırım’ın Samandıra’daki fotoğraflarını paylaşıp ALİSİLİN
istiyoruz demeye başlayalım.
Dipnot: Tamer Bağlan'ı nam-ı diğer kaptanı bizzat tanımam ama 17-18 yıldır okur, çok sever, sayarım. Bahsettiğim Eylül ayında kaptan; Küme düşme ihtimalimizin ciddiyetinden söz eden ilk kişiydi. Gözlerime inanamamıştım. Fenerbahçe ile bu kelimeyi aynı cümlede kullanmak öfke sebebiydi. Kendisi de beni asla tanımaz, herhangi bir yerde bir kelimemi dahi okuduğunu da sanmıyorum. Bir yazımda büyüklerim düşme lafları ediyor, inanamıyorum demiştim... Kendisinden özür dilerim. Ondan yıllardır; tarihimizi, futbola Fenerbahçeli bakış açısını, İslam Çupi değerlerini, 21.yüzyılda toplu rekabeti vb. Öğreniyordum, anladım ki öğrenmem gereken daha çok şey varmış... Durum çok vahim ve o benden çok daha iyi bir öngörü yazacaktır ama ben de yazayım: Bursa-Malatya-Göztepe-Kayseri-Konya-Beşiktaş-Rize maçlarında en az 16 puan almazsak son 5 hafta Tanrı yardımcımız olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder