18 Mart 2016 Cuma

ÇIĞLIK

29 yaşındayım ;

* 4 tane: “Ulusoy-Gülen- Ağar- Yılmaz’lı, 1 sezonda 18 penaltılı” rakip şampiyonlukları…
* 1 tane “Çakıcı’lı & Engin’li bol telefon görüşmeli” rakip şampiyonlukları ve düşecek takımları belirleyen şikeleri…
* en az 4 tane “Dereli’li, baki mercimek’li, bilimum ayak oyunlu, FB 30 yıl kupa alamadı! reytingli” Türkiye Kupaları gaspı…
* 1 tane “Dereli’li, +16 Denizlispor skandallı, ‘teşvik yapmadık diyemem’ Adnan’lı, 20:45’li” şampiyonluk gaspı…
* 1 tane “Papermoon’lu-el değmemiş lig istiyoruz müttefikli” ülke futbolunu ayrıştırmış sezon…
* 1 tane “yine! 17’ye 1’li, Bursa ile yedek kadrolu! Bjk finalli, Kıvrak’ın Bursalı’ya yemek ısmarladığı! Son dakikalı” şampiyonluk gaspı…
* 1 tane “cemaat & emniyet & uefa & tff & hükümet & adalet bekçileri elli, metres’li, silivri’li,gerçek kurşun kullanabilirsinizli, avrupadan 8 yıl! Menli” operasyon…
* 1 tane “Çakır’lı, canları hiçe sayıp ‘kupa almadan gitmem’ diyen kabadayılı meşhur play-off finalli, coplu, gazlı, terörist yaftalanmalı, emniyetle gurur duymalı” şampiyonluk ve insanlık gaspı…
* 1 tane “saray ziyaretli, otobüs kurşunlanıp ölümden dönmeli, b.arınç’ın ağzından haftalar öncesinden ilan etmeli, melo’nun sarı kart bile! Görmeme rekoru kırmalı,” şampiyonluk gaspı
* Onlarca “”Ali İsmail Korkmaz, Mustafa Kemal Atatürk, Gezi, sloganına tribün cezası…
* Onlarca haksız rekabetli vergi kıyağı…
* Haksız rekabetli stadyum kıyakları…
* Avrupa’da “paraşütlü maytap” cezası… Akabinde hala süregelen “MEN” tehdidi
* 1 tane “sonradan 1 yıl men alan! Dopingli futbolcu oynatılmalı,  kendisini iten futbolcuya sarı bile vermeyip, karşılık veren Pereira’yı tribüne göndermeli” şampiyonlar ligi katılımı gaspı…
* En önemli futbolcusunun arabasına yorgun kurşun! İsabet etmeli, en az 9 puan gasplı hala devam etmekte olan bir sezon

Gördüm...

Yani tüm bunlardan yola çıkarak “artık bana gördüğüm hiçbir maç, hiçbir gasp ‘yok artık’ dedirtemez”  diye düşünüyordum ki dün itibari ile 1 tane de Uefa çeyrek Finali Gaspı GÖRDÜM. Öyle ki maçın duygusallığı ile Çakır’a, Dereli’ye bile “hakemmiş ulan onlar” diyebildim… Tabi şimdi bu sözümün arkasında değilim. BEBEK ne kadar tetikçi ise onlar da o kadar tetikçi!

Braga faciasından daha beter olanı; artık uluslararası arenada bile skandalların direk hedefi haline gelmiş, adeta “Rab tarafından sınanan bir taraftar jenerasyonu” olduğumuza kesin olarak inanmaya başlamam… 5 yaşımdan beri futbolu büyük aşkla takip ediyorum. Ben bu kadar direk olarak üzerine oynanan bir futbol kulübü, hatta spor kulübü görmedim, duymadım, filmlerde bile izlemedim.

Bu yapay rekabet ortamından inanılmaz sıkıldım ve şerefli, gerçek, kirlenmemiş, Allah korkusu olan bir ligde yer almak için tüm liglerden çekilmeyi hiç istemediğim kadar istiyor haldeyim. Düşünsene Sarıyer Spor, Vefa Spor, İstanbul Spor gibi takımlardan İstanbul Ligi kurup orada oynuyoruz. İskoç Ligi gibi az takım olduğu için de daha sık kavuşuyoruz Fenerbahçemize, mabedimize. En güzeli de futbolcularımız bataklıkta değil, çimlerin üzerinde koşturuyor… Ne güzel olurdu. Bahis mafyasının, TV baronlarının, mason mektep sultanlarının, hükumetin, lobilerin, cemaatlerin, kabadayıların ve kirli rakiplerin hiç birinin olmadığı bir lig. Bunun hayalini sene sonu gelme ihtimalinin artık çok ama çok zayıf olduğuna inandığım şampiyonluktan, ondan sonraki şampiyonluklardan, Avrupa’da boy göstermekten falan çok daha fazla kurar oldum. Yoruldum.

Tetikçi bir Hırvat piçinin yüzünden sinir krizi geçirmek, kalp ritim bozukluğumun korkusu ile uykusuz gece geçirmek ve hayat arkadaşıma da bu korkuyu yaşatmak… Kullanılıyorum. Kullanılıyoruz, onlar da kullanılıyor ama en çok ve direk olarak hep biz kullanılıyoruz. Kendimi biliyorum, tabi ki ne o koltuklardan uzak kalabileceğim, ne o armadan. Ölene kadar vazgeçemem. Ancak gerçekten artık bu kadar tuhaf bir oyunun hem en büyüğü hem de şamar oğlanı olabilmekten inanılmaz yıldım. 2011 Temmuzundan beri karnımdaki çığlık atma arzum geçmiyor. Rahatlamamız ve deşarj olmamız gerekiyor ancak olmuyor, oldurulamıyor... 

Dün itibari ile Portekizlilerin "Ole" seslerine isyan eden Caner’in 90. Dakikadaki i-na-nıl-maz deparı, Alper’in kabullenemeyiş tekmesi, Volkan’ın 3 Temmuzda takımdaymışçasına “Fenerli” nefes alışı ve bunun gibi tüm isyanları GÖRMEK dışında kupa, yıldız, şampiyonluk görme arzum, hırsım kalmadı... O depar kalan 27 puanı benim gönül haneme çoktan yazdı.

Sene sonunda sadece; ses tellerim kopana kadar Çığlık atmak, tam “5 yıllık” ağlamak istiyorum…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder