5 Ekim 2016 Çarşamba

DİP

KAPA KAPIYI VEYSEL EFENDİ, DIŞARISI SÜRÜNGEN KAYNIYOR!

Sperm nedir? Ana rahminde üremeye kaynak olan bir hücre... Döllenme gerçekleştikten sonra ise her şey yolunda giderse bu hücre sperm olmaktan çıkar ve bir insana dönüşür. Ancak son bir kaç aydır ülkemizde bilim dünyasını hayrete düşürecek mucizelere tanık olmaya devam ediyoruz. Eli ayağı olan, konuşabilen, hatta belli başlı düşünebilen sperm olur mu? Bilimsel olarak imkansız, ancak bizim ülkede var! Gelişememiş, insana dönüşememiş ancak yine de yaşamayı başarmış bir sürü sperm!

Doğmuş, büyümüş, kendince adam/kadın da olmuş! Kocaman kocaman kitap evlerinin sahipleri mi dersin? Tamı tamına 3 dizide rol almış! Destansı oyuncular mı dersin? Dünyanın tüm komedi yazarlarını kıskandıracak seviyede mizah yeteneğiyle, Kore
de çekilmiş bir diziyi bizim ülkeye adapte edip dizi deryası bir kanala gömmeyi! Başarabilmiş -arkadan destekli- senaristler mi dersin! Bir sürü sperm!

Ulan adama sorarlar, pardon sperme sorarlar; ey modern sahaf! Sen
Halkın takımıdır Fenerbahçe diyen Nazım Hikmeti bilir misin? Ey iki günlük şımarık kız! Sen oyuncu olma hayalleri kuruyorsun ama Ertem Eğilmezi, Kemal Sunalı, mücadelesinin, dünyasının uzağına bile yaklaşamayacağın büyük Tarık Akanı tanır mısın? Sadri Alışık kimdir bilir misin? Ey dürzü senarist! Sen yukarıdaki bu iki densiz çok konuşuldu diye düttürü b*ktan dizinin ikinci haftasına PR yapmak uğruna eminim ki sağda solda marjinal görünmek için ayrı yere koyduğun! O Hababam Sınıfının tuttuğu takıma laf etme cüretinde bulunuyorsun da (üstelik öylesine kokuşmuşsun ki bunu 1 ay önce milyonlar tarafından sosyal medyada linç edilmiş –çok yanlıştı- eski bir çöp topçunun, fanatik sevgilisi üzerinden yapıyorsun) madem sözüm ona mizah yapacaksın da yıllarını fanatik bir Galatasaraylı olarak geçirmiş ancak senin o dalga geçmeye çalıştığın, yan yana gelsen tir tir titreyeceğin Aziz Yıldırım; sorsak kesin karşısında duracağın ama konu Fenerbahçe olunca üç maymunu oynayacağın teröristler tarafından kurulmuş bir kumpasla hapse atıldığında, bu ülkede tek sağlam duran adam Aziz başkandır, takım da Fenerbahçedir, o yüzden artık Fenerbahçeliyim diyen, Aziz Yıldırımla birlikte Anıtkabri ziyaret eden, sarı kırmızı doğsa da sarı lacivert vefat eden mizahın büyük ustası Levent Kırcadan zerre mi utanmıyorsun?














Ciddiye almanın, bu cahilleri bu kıymetli isimlerle aynı cümlelerde kullanmanın bile öz saygımıza hakaret olduğunu biliyorum ama dur demezsek durum fenalaşacak... Bunlar gibi tiplerin güvendiği gücün; yedikleri nanelerden sonra özür diler dilemez Altı üstü bir şaka yapmış, bu Fenerbahçeliler de çok alıngan diye peydah olan duyarlı böcekler olmadığı kesin. Acı olanı sen uyuyorsun renktaş, fena halde uyuyorsun. Bu tipler en büyük gücü senden, bizden alıyorlar. 4 Nisandan sonra ve hala süren çözümsüzlüğe rağmen sokaklara dökülmedik ya, eskiden olsa düdük astıracağımız ama şimdi maçlarımıza liste başı yazılan tetikçi hakemlere dahi susmaya başladık, başlatıldık ya, bikinilisi, dobermanı, eski fetocu devir adamı BOKu, Ertosu, gargameli hiç durmadan mücadelesine devam ederken bizler, izler olduk ya... En çok da yer yüzünde hiç bir spor kulübünün yapamayacağı şekilde nöbetçi kadınlarıyla dahil, saflarını ilmik ilmik sıklaştırdığımız bu ailenin kocaman birliğini; iki ön libero, on numara transferi, golcü verimsizliği, doping muammaları, fetö elleriyle çalınan kupalar! gibi aptal sebeplerle göz göre göre yok ettik ya! İşte bu, tüm spermlere güç veriyor... Artık mabetteki boşlukların, her platformdaki bu dağılmanın bizi zaten bin bir engebe konan şampiyonluklardan iyice uzaklaştırdığını söylemekten klavyemde tüy bitmişken, çok daha kötüsü bizi böyle iki günlük sürüngenlerin, spermlerin mikroplu ağızlarına mizah yapabilecek! Kadar cüret sınırlarının dibine ittiğini nasıl hala göremiyoruz, nasıl en büyük gücümüz olan milyonlarca, yan yana duruşundan ödün veriyoruz anlayamıyorum. Kafayı yiyorum... Biz bu çözülmeyi sürdürdükçe bizim her şeyimiz dediğimiz ailemizin sırtından; para, reyting, PR değeri kazanmak için uğraşan zibidiler akşamına TT olur, ertesi güne de tüm gazetelerde konuşulurum diyerek senaryolarına, tweetlerine Nazım Hikmetin, Ertem Eğilmezin, Kemal Sunalın kemiklerini sızlatan zırvaları yazmaya, biz silkinip mücadelenin bitmediğini, eskisinden dahi büyük olduğunu anımsamazsak hiç masum olmayan bu düzenin çıbanları her yeni gün artarak masum şakalar yapmaya devam edecek...


Son bir paragraf şart. Tüm suç bizde mi? Hayır... Hiç bir dönemde bu kadar güçsüz, desteksiz bırakılmamıştık. Fenerbahçeli kanaat önderlerinin bile sustuğu (susturulduğu deme, susturulabiliyorsa zaten hiç Fenerbahçenin kanaat önderi olmamıştır...) günlerdeyiz. Bugün Fenerbahçe takım otobüsü kurşunlanalı, otobüs şoförü şakağından vurulalı tam 550 gün oldu. 550 gün! Ortada kurşunu sıkan, azmettiren, örtbas eden tek bir isim dahi yok. Filmi bile çekilebilecek bu hikayeyi en devrimci! Veya en laik! Senaristi, karikatüristi, sanatçısı, gazetecisi avaz avaz dile dökmüyorsa! Bütün takımın canına kast edilen suikast bu ülkede Aziz Yıldırım'ın telaffuz edemediği tek harften, bir topçunun magazinsel sevgilisinden daha çok konuşulmuyorsa! O ülke de, futbolu da çoktan dibi boylamıştır, eyvallah işimiz zor... 

Peki biz ne zorlar görmedik mi renktaş? Biraz yaklaş, geç olmadan safları sıklaştır. Harekete geç. Düşmanın yenilmesiyse niyet bağırdığın gibi; "Yüreğini koy ortaya..."